TÜRK PATENT ENSTİTÜSÜNÜN MARKALARDA İLTİBASIN ÖNLENMESİNE İLİŞKİN YETKİSİ YÖNÜNDEN MUTLAK VE NİSPî RED NEDENLERİ

Prof. Dr. Ahmet Battal

Gazi Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi Yıl 2001. Sayı 3’te yayınlanmıştır.

ÖZET
Markaların Korunması Hakkında KHK.nin 7. ve 8. maddelerinde, tescili istenen markanın hangi yönlerden incelemeye tabi tutulacağı açıklanmıştır. Bu inceleme kriterlerinden biri de bir marka başvurusunun, daha önce tescil edilmiş bir marka ile iltibas oluşturup oluşturmadığıdır.

Ancak bu gerekçe hem 7. maddede, hem de kısmen farklı ve daha ayrıntılı bir ifadeyle 8. maddede yer almaktadır. 7. madde Türk Patent Enstitüsünün kendiliğinden ele alacağı inceleme konularını içermekte, buna karşılık 8. madde, ilgililerin itirazı üzerine ele alınacak inceleme gerekçelerini saymaktadır. Bu tekrar nedeniyle, uygulamada ve doktrinde, iki hükmün kapsamının ve amacının aynı olup olmadığı hususu tartışma konusu olmuştur.

Makalede bu konudaki görüşler ele alınmış ve sonuç olarak, her iki hükmün kapsamı yönünden bir farkın bulunmadığı sonucuna ulaşılmıştır.

1. GİRİŞ
Markaların Korunması Hakkında 556 sayılı KHK.nin “Markanın İçereceği İşaretler Ve Markanın Elde Edilmesi” başlıklı ikinci bölümde yer alan 7. maddesinde, “Marka tescilinde red için mutlak nedenler” başlığı altında, TPE.nin, marka başvurusunu değerlendirirken re’sen nazara alması gereken kriterler sayılmakta, 8. maddede ise “Marka tescilinde red için nispi nedenler” başlığı altında, ilgililerin itirazları üzerine inceleme yapılması gereken kriterler açıklanmaktadır.

Tescil edilmiş bir markanın aynısı veya ayırt edilemeyecek kadar aynısı ya da benzeri olan diğer bir markanın, aynı ya da aynı türdeki mallar için tescil edilmesi halinde, iki marka arasında iltibas meydana geleceği açıktır. Kanun koyucu bu durumun önüne geçebilmek amacıyla yukarıda zikredilen hükümler içinde ayrıntılı kurallar koyarak ikinci tescili engellemektedir.

Ancak iltibas ihtimalinin tescili engelleyici etkisi, hem mutlak hem de nispî red nedenleri arasında sayılmıştır. Bu durum iki hükmün kapsamı konusunda doktrinde farklı görüşlerin savunulmasına ve uygulamada tereddütlerin oluşmasına sebep olmuştur. Aşağıda bu iki hükmün amacı ve sebebi üzerinde durulacak ve bir sonuca ulaşılmaya çalışılacaktır.